SAHİH-İ BUHARİ

Bablar - Konular - Numaralar

KİTABU’L-İTK’

<< 1115 >>

باب: إذا قال رجل لعبده: هو لله، ونوى العتق، والإشهاد في العتق.

7. KİŞİ KÖLESİNİN AZAT OLMASINI KASTEDEREK "BU ALLAH'A AİTIİR" DEDİĞİNDE (HÜKÜM NEDİR?) VE AZAT ETMEDE ŞAHİT TUTMAK (GEREKİR Mİ?)

 

حدثنا محمد بن عبد الله بن نمير، عن محمد بن بشر، عن إسماعيل، عن قيس، عن أبي هريرة رضي الله عنه: أنه لما أقبل يريد الإسلام، ومعه غلامه، ضل كل واحد منهما من صاحبه، فأقبل بعد ذلك وأبو هريرة جالس مع النبي صلى الله عليه وسلم، فقال النبي صلى الله عليه وسلم: (يا أبا هريرة، هذا غلامك قد أتاك). فقال: أما إني أشهدك أنه حر، قال: فهو حين يقول:يا ليلة من طولها وعنائها - على أنها من دارة الكفر نجت.

 

[-2530-] Ebu Hureyre'den rivayet edilmiştir: Ebu Hureyre, Müslüman olmak için kölesi ile birlikte yola çıkmış, Medine'ye doğru gidiyordu. Yolda ikisi birbirini kaybettiler. Sonra Ebu Hureyre Hz. Nebi'in huzurunda otururken kölesi çıkageldi. Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Ebu Hureyre! İşte kölen' Geldi" buyurdu. Bunun üzerine Ebu Hureyre "Seni şahit tutuyorum, o hürdür" dedi. Bu gün Ebu Hureyre'nin: Nasıl bir geceydi bu, ne kadar uzundu! Verdiği yorgunluk ise cabası, Varsın olsun, bizleri Küfür yurdundan kurtardı ya! beytini söylediği gün-

 

حدثنا عبيد الله بن سعيد: حدثنا أبو أسامة: حدثنا إسماعيل، عن قيس، عن أبي هريرة رضي الله عنه قال: لما قدمت على النبي صلى الله عليه وسلم، قلت في الطريق:يا ليلة من طولها وعنائها - على أنها من دارة الكفر نجت.قال: وأبق مني غلام لي في الطريق، قال: فلما قدمت على النبي صلى الله عليه وسلم بايعته، فبينا أنا عنده إذ طلع الغلام، فقال لي رسول الله صلى الله عليه وسلم: (يا أبا هريرة، هذا غلامك) فقلت: هو حر لوجه الله، فأعتقته. لم يقل أبو كريب، عن أبي أسامة: حر.

 

[-2531-] Ebu Hureyre r.a.'den rivayet edilmiştir: Nebi'in (Sallallahu aleyhi ve Sellem) huzuruna ilk gelişimde, yolda iken şu beyti söylemiştim: Nasıl bir geceydi bu, ne kadar uzundu' Verdiği yorgunluk ise cabası, Varsın olsun, bizleri Küfür yurdundan kurtardı ya!

 

Yolda kölem benden kaçmıştl. Hz. Nebi'in yanına geldim ve ona biat ettim. Huzurunda bulunduğum sırada kölem çıkageldi. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem: "Ebu Hureyre! Bak, işte kölen!" buyurdu. Bunun üzerine "O, Allah rızası için hürdür" diyerek onu azat ettim.

 

 

حدثنا شهاب بن عباد: حدثنا إبراهيم بن حميد، عن إسماعيل، عن قيس قال: لما أقبل أبو هريرة رضي الله عنه، ومعه غلامه، وهو يطلب الإسلام، فضل أحدهما صاحبه: بهذا، وقال: أما إني أشهدك أنه لله.

 

[-2532-] Kays'tan rivayet edilmiştir: Ebu Hureyre Müslüman olmak için kölesi ile birlikte Medine'ye doğru gelirken birbirini kaybetmişlerdi. Bunun üzerine Ebu Hureyre: "Seni şahit tutuyorum, o Allah'a aittir" dedi.

 

 

AÇIKLAMA:     Bir kimse azat etmeyi kastederek kölesi hakkında "O Allah'a aittir" derse o köleyi azat etmiş olur.

 

Mühelleb şöyle der: "Bir kimse azat etme düşüncesiyle kölesi hakkında "O Allah'a aittir" dediği zaman kölesinin azat olacağı konusunda alimler arasında görüş ayrılığı yoktur. Azat ettiğine şahit tutmak ise azat edilen kölenin haklarındandır. Ancak şahit tutmasa da azat geçerli olur."

 

Ben derim ki: Buhari bu konu başlığı ile şuna işaret etmektedir: Hüşeym, Muğıre'den şöyle rivayet etmiştir: Birisi kölesine "Sen Allah'a aitsin" demişti. İmam Şa'bı'ye, İbrahim en-Nahaı'ye ve diğer bazı fakihlere bu sözün hükmü sorulduğunda, onlar da "Böyle bir durumda köle hür olur" şeklinde bir hükme vardılar. Bu bilgiyi İbn Ebu Şeybe nakletmektedir. Şu halde Buhari burada şunu kasdetmiş oluyor: "Hükmün böyle olması, bu sözü söyleyen kişinin azat etmeyi kastetmesi demektir. Aksi halde kişi, azat etmeyi kastetmeksizin "Sen Allah'a aitsin" demekle kölesi az at olmaz."

 

 

باب: أم الولد.

8. ÜMMÜ VELED'İN DURUMU

 

قال أبو هريرة، عن النبي صلى الله عليه وسلم: (من أشراط الساعة أن تلد الأمة ربها).

Ebu Hureyre şöyle der: Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem "Cariyenin efendisini doğurması kıyamet alametlerindendir" buyurmuştur.

 

حدثنا أبو اليمان: أخبرنا شعيب، عن الزهري قال: حدثني عروة ابن الزبير: أن عائشة رضي الله عنها قالت: إن عتبة بن أبي وقاص، عهد إلى أخيه سعد بن أبي وقاص: أن يقبض إليه ابن وليدة زمعة، قال: عتبة إنه ابني، فلما قدم رسول الله صلى الله عليه وسلم زمن الفتح، أخذ سعد ابن وليدة زمعة، فأقبل به إلى رسول الله صلى الله عليه وسلم، وأقبل معه بعبد بن زمعة، فقال سعد: يا رسول الله، هذا ابن أخي، عهد إلي أنه ابنه، فقال عبد بن زمعة: يا رسول الله، هذا أخي، ابن وليدة زمعة، ولد على فراشه، فنظر رسول الله صلى الله عليه وسلم إلى ابن وليدة زمعة، فإذا هو أشبه الناس به، فقال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (هو لك يا عبد بن زمعة). من أجل أنه ولد على فراش أبيه، قال رسول الله صلى الله عليه وسلم: (احتجبي منه يا سودة بنت زمعة). مما رأى من شبهه بعتبة، وكانت سودة زوج النبي صلى الله عليه وسلم.

 

[-2533-] Aişe r.anha'dan rivayet edildiğine göre: Utbe İbn Ebu Vakkas kardeşi Sad İbn Ebi Vakkas'tan Zem'a'nın cariyesinin oğlunu alıp kendisine getirmesini istemiş ve "o benim oğlumdur" diye iddiada bulunmuştu. Allah Resulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem fetih sırasında Mekke'ye gelince Sad, Zem 'a'nın cariyesinin oğlunu alarak Allah Resulü'ne götürdü. SaId bu çocukla Hz. Nebi'in yanına giderken yanında. Abd İbn Zem'a da vardı. Sad, "Ey Allah'ın Resulü! Bu, benim kardeşimin oğludur. Bunun kendi oğlu olduğunu bana söylemişti" dedi. Bunun üzerine Abd İbn Zem'a: "Ey Allah'ın Resulü! Bu benim kardeşimdir. Zem'anın cariyesinin oğlu olup Zem'a'nın yatağında doğmuştur" dedi. Bunun üzerine Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) Zem'anın cariyesinin oğluna baktı ve onun kime daha çok benzediğini gördü. Fakat İslam'ın hükmü gereğince çocuk kimin yatağında doğduysa ona aittir. Bunun üzerine Hz. Nebi: "Ey Abd İbn Zem'a' Bu çocuk babasının yatağında doğmuştur ve dolayısıyla senin kardeşindir, onu alabilirsin" dedi. Allah Resulü (Sallallahu aleyhi ve Sellem) çocuğun Utbe'ye benzerliğini gördüğünden dolayı hanımı Sevde r.a.'ya dönerek: "Ey Zem'a'nın kızı Sevde! sen bunun yanında iken örtülü ol" buyurdu.

 

 

AÇIKLAMA:     Ümmü veled (çocuk annesi) olan kadının azat olduğuna hükmedilir mi, hükmedilmez mi? Buhari bu konuda iki hadis kaydetmektedir. Ama ona göre hükmün ne olduğunu gösteren hiçbir ifadesi yoktur. İmam Buhari'nin bu hususta görüş belirtmemesi, herhalde bu konuda selef alimleri arasında güçlü bir tartışma olmasından dolayıdır. Bununla birlikte halef (sonraki dönem) alimleri ümmü veledin azat olmayacağı hükmünde karar kılmışlardır. O kadar ki (aykırı görüşleriyle bilinen) İbn Hazm ve ona tabi olan Zahiri mezhebi fakihleri bile ümmü veledin satılmasının caiz olmayacağı konusunda halef alimleri ile aynı görüşü paylaşmıştır. Dolayısıyla bu hususta farklı görüş sahibi çok az kişi kalmıştır.

 

Ebu Hureyre'nin rivayet ettiği "cariyenin, efendisini doğurması kıyamet alametlerindendir" hadisi "İman" bölümünde geçmiş ve ayrıntılı olarak açıklanmıştı r.(bkz.50. hadis) Burada efendi, sahip anlamındadır. Bu hadiste, ümmü veledin satışının caiz olduğunu veya olmadığını gösteren bir ifade olmadığı da zikredilmiştir.

 

Nevevi şöyle der: Bu hadisi iki büyük İmam, delilolarak kullanmış, ancak biri ümmü veledin satışının caiz olduğu; diğeri ise caiz olmadığı sonucunu Çıkarmıştır. Caiz olduğu sonucunu çıkaran' İmam şöyle demiştir: "Hadiste geçen "efendi" ifadesi, "sahip" anlamındadır. Çünkü cariyenin efendisinden olan çocuğu cariyenin efendisi yerindedir. Çünkü kişinin malı genellikle oğluna kalır." Caiz olmadığı sonucunu çıkaran İmam ise şöyle demiştir: "Hiç kuşku yok ki Hz. Nebi ve sahabe döneminde, cariye sahipleri içinde cariyesinden çocuğu olanlar bulunuyordu. Bu hadis ise kıyametin kopuşunun yaklaştığını gösteren alametler için söylenmiştir. Bundan anlaşılmaktadır ki kıyamet yaklaştığı zaman, kişinin cariyesinden çocuk sahibi olmasının ötesinde bir şey gerçekleşecektir." Bu sözden kastedilen şudur: Ahir zamanda bilgisizlik artacak ve ümmü veledler satılacaktır. Sonra bu cariyeler elden ele dolaşacak ve annesi olduğunu bilmeden onu oğlu satın alacaktır. Dolayısıyla bu hadiste, ümmü veledlerin satışının haram olduğuna işaret vardır. Her iki tarafın da bu hadisi kendi görüşüne delilolarak kullanışının zorlama bir yorum olduğu ortadadır. Doğrusunu Allah bilir. Sonra Buhari, Hz. Aişe'nin, Zem'a'nın cariyesinin oğlu ile ilgili olan rivayetini zikretmiştir. Bu hadisin açıklaması Feraiz (miras payları) bölümünde gelecektir. (bkz. 6749. hadis)